7.10.2007

Akarlar Şuurlu Hareket Ederler

Akarlar zor durumda kaldıklarında, diğer canlılar gibi kendileri için savunma yöntemleri geliştirirler. Örneğin yonca akarları kendileri için elverişsiz olan iklim koşullarında kış uykusuna veya yaz uykusuna yatarlar. Yaşamaları için gereken belirli aralıklardaki sıcaklığın, artığını ya da azaldığını fark ettiklerinde bir tehlikenin söz konusu olduğunu anlarlar. Aldıkları tedbir sonucunda vücutlarının bazı fonksiyonlarını yavaşlatır ve uyku durumuna geçerler. Adeta bir ölü şeklini alan bu canlılar çevrenin olumsuz şartlarından bu sayede etkilenmezler ve havalar yaşamaları için elverişli bir sıcaklığa geldiğinde yeniden eski hallerine dönerek yaşamaya başlarlar.

Bazı akarlar da farklı yerlere taşınabilmek için böcekleri ve eklembacaklıları kullanırlar. Örneğin Dinogamasus türündeki akarlar, bazı arıların karın bölgesindeki özel bir akar kesesinin içinde yaşamakta ve bu şekilde istedikleri ve besin bulabilecekleri yerlere kolaylıkla ulaşabilmektedirler. Böyle bir işlemin gerçekleşebilmesi için öncelikle arıların karın bölgesinde akarlar için özel olarak tasarlanmış bir kesenin olması gerekmektedir.

Akarların bu özel tasarımın farkında olmaları ve başka yerlere taşınabilmek için bu yöntemi kullanmayı düşünmeleri gerekmektedir. Bu canlılar, kuşkusuz böyle karşılıklı bir anlaşma yapacak bir beyne ve akıl gücüne sahip değildirler. Normal şartlarda böyle bir şeye ihtiyaç da duymamaları gerekir. Akarlar dünyanın her yanında bulunabilen ve çok rahat üreyebilen canlılardır. Bir arının kesesine yerleşerek zor ve zahmetli bir yolculuk yapmayı tercih etmelerini gerektiren bir ihtiyaç görünmemektedir. Üstelik burada arının karşılıksız olarak yaptığı fedakarlık, evrim teorisinin sahte mekanizmaları ve süreçleri ile tamamen ters düşecek bir harekettir. Evrime göre "hayatta kalma mücadelesi" içinde olması gereken bir canlının, hiçbir karşılık beklemeden bir başka canlıya yardımda bulunmasının herhangi bir mantığı yoktur. Evrimin nasıl bir aldatmaca olduğu böyle bir örnekle bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Bu canlıların, birbirlerine böyle bir yöntemle yardımda bulunmalarının sebebini açıklamak, evrimciler açısından gerçekten de zordur. Bu canlılar, insanlar gibi karşılıklı anlaşma ve dayanışmaya dayalı bir fedakarlık bilincinden kuşkusuz ki yoksundurlar. Doğadaki bu ve buna benzer örnekler, yeryüzündeki her şeyin tek ve üstün bir yaratıcısının olduğuna açık bir delildir. Herşey, bu üstün yaratıcı olan Allah'ın belirlediği şekilde, O'nun izni ile ve O'nun belirlediği kadere göre işlemektedir. Kuşkusuz, "O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur." (Hud Suresi, 56) Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 102)